
Pepsi’nin halkın en çok sevdiği sanatçılardan biri ile anlaşması beni şaşırtmadı. CNN Türk’te çalıştığım yıllarda Kanal D ile aynı binayı paylaştığımız için çok iyi biliyorum. Hafta içi her gün kanalın önü yatıra döner, eşine iş isteyenler, çocuğuna sağlık isteyenler Kanal D’nin bahçesini doldururdu. O saatlerde kanalın güvenlik personeli de iki katına çıkarılır olağanüstü önlemler alınırdı. Türkiye’nin Ophrah’ı için buraya kadar her şey normal. Normal olmayan şey ise iletişim fakültelerinde öğretilen “Reklamlarda ünlü kullanmanın markanın önüne geçeceği” teorileriydi. Bu ders anlatılırken verilen örnek ise Zeki Müren ve Ajda Pekkan’ın rol aldığı efsane haline gelen Alo reklamlarıydı. Aramızda kalsın aradan en az 25 sene geçmiş biz hala bu başarısız reklamları konuşuyoruz ne başarısız reklamlarmış bunlar böyle…
Kısacası ben ünlünün markanın önüne geçeceğine falan inanmıyorum. Doğru seçilen bir ünlü pazarlamada inanılmaz işlere imza atabilir. “Think Global, do local” işte o zaman gerçeklik kazanır. Eyy Pepsi’nin Seda Sayan’la yaptığı anlaşmayı yadırgayanlar. Neden üzülüyorsunuz? Bu anlaşmadan hoşlanmadıysanız, Pepsi’nin yeni hedef kitlesi siz değilsiniz demektir bu çok açık görülmüyor mu?
Pepsi, sadece içecek olarak değil ama ürettiği atıştırmalık ürünlerle en büyük rakibi Coca Cola’yı cirosal anlamda geçmeyi başardı. Başarıyı neyle ölçmek istersiniz? Eğer para söz konusu ise işte size Pepsi örneği.

Pepsi konusunda benin tek ve naçizane eleştirim de bu hususta olabilir….
Çocukluğumdan kalan en önemli görüntülerden biri bu logodur. Şimdi en ufak bir renk bile o logoyu hatırlatmıyor. Benim ki belki de nostaljik bir tutkusu olabilir.
Ancak logoda gerçekleştirilen her değişim yeni bir alışma sürecini de beraberinde getiriyor.
Hadi size son bir haber, Pepsi’nin logosu bir kez daha değişiyor. Değişimi siz de görün! Bakalım alışabilecek misiniz?

Pazarlamaciyiz.biz
Yazan Ufuk İşman